Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülşah ERDENER AKIN

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN BAŞKANLARIM?

Meditasyon, arkadaşımın önerisiyle uyku sorunuma çözüm oldu. Eskiden önemsemezdim, şimdi ise nefesin gücünü fark ettim. Derin nefeslerle başlayıp bedenimin farkına varıyorum ve uykuya dalıyorum. Nefes ve su, bedenimizin en temel ihtiyaçlarıdır; özellikle astım hastası olarak temiz havanın kıymetini biliyorum. Fabrikalara yakın yaşayanlar da bu durumu anlar. Accuweather’dan aldığım bir tabloyu paylaşmak istiyorum. Teknoloji sayesinde bu bilgilere kolayca ulaşabiliyoruz. Hatay/Belen’den şehre baktığımda, o berrak hava nasıl bu kadar kirleniyor, diye düşünüyorum.
İnternete giriyorsunuz www.accuweather.com u tıklıyorsunuz ve arama yerine il değil ilçe yazarak bulunduğunuz konumun hava kalitesini inceleyebiliyorsunuz.

Türkiye’nin 10.10.2024 tarihli gerçek zamanlı hava kirlilik durumu.

 

10.10.2024 Dörtyol-Payas-Sarıseki tarihli gerçek zamanlı hava kirlilik durumu.

10.10.2024 İskenderun-Dörtyol-Payas-Sarıseki tarihli gerçek zamanlı hava kirlilik durumu.

 

Peki bu duruma 6 Şubat’ın etkisi var mı? Belki biraz var (kesin var).
Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası iş birliği ile 17 Ekim-15 Kasım 2023 tarihleri arasında Hatay Antakya’da hava kalitesi izleme çalışması yürütüldü. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından akciğer kanserine sebep olan 1.Grup etmen olarak sınıflandırılan PM2.5’in 30 günlük ölçüm sonuçlarının ortalaması metreküpte 20 mikrogram (20 µg/m 3 ) olarak belirlendi. Bu değer, DSÖ’nün insan sağlığı için tanımladığı metreküpte 5 mikrogramlık (5 µg/m 3 ) yıllık kılavuz değerin tam 4 katına denk gelmektedir. Günlük değerlere bakıldığında ise, toz kirliliğinin 30 günün 20’sinde DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değeri olan 15 µg/m 3 ’ün üzerinde olduğu saptandı. DSÖ, bu 24 saatlik kılavuz değerin bir yılda 3-4 defadan fazla aşılmaması gerektiğini belirtiyor. Bu çalışma sonuçları da göstermektedir ki, deprem sonrasında yıkılan binalardan ve ayrıştırma işlemlerinden kaynaklanan toz yaşamı tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.

Özellikle Hatay/Arsuz tarafındaki inanılmaz hızlı sanayileşmeyle havamız biter, yok olur. Maskelerle dolaşırız. etrafımdaki her 3 kişiden biri kanser hatta her gün yeni bir kansere yakalanmış hasta haberi alıyorum. Buradaki hava kirliliğinin halka, doğaya olan etkisinin araştırıldığı bir dosyamız var mı? Varsa nerede?

Peki çözüm nedir?
Çözüm şu anda olabildiğince burnumuzdan kocaman bir nefes alıp, sabırla ağzımızdan vererek harekete geçmek olacak. Bize kim bakar ya da biz nasıl başarırız demeyin. Çünkü bir zamanlar hava kalitesi yüksek olan bir bölgeyi nasıl bu vahim hale getirdiyse insanoğlu, düzeltebilir de. Fabrikalarımız bizim kalemizdir. Asla üretim durmamalıdır. Önerim 5.0 Sanayi Devrimine girmişken bu olamaz. Fakat 50 sene sonra şimdi yaşayanlar, yaşamayacak. Geleceğe iz bırakmak istiyorsanız beni dinlemenizi istiyorum Başkanlarım.

Özellikle Hatay/Arsuz tarafındaki inanılmaz hızlı sanayileşmeyle havamız biter, yok olur. Maskelerle dolaşırız. Etrafımdaki her 3 kişiden biri kanser hatta her gün yeni bir kansere yakalanmış hasta haberi alıyorum. Buradaki hava kirliliğinin halka, doğaya olan etkisinin araştırıldığı bir dosyamız var mı? Varsa nerede?

Karbon ayak izi terimini sıkça duyar olduk, karbon ayak izimizi düşürerek hava kalitesinin iyileşmesine katkı verebiliriz. Karbon ayak izi, bir insan ya da kuruluşun doğrudan veya dolaylı olarak etrafa yayılmasına sebep olduğu karbon miktarını belirten bir terimdir. Her bir birey yaşadığı yere ve yaşam şekline göre farklı miktarda karbon salınımına neden olur.
Yediğimiz gıda tipinden ulaşım şeklimize ve elektrik tüketimine göre hepimizin karbon ayak izi farklıdır. Sera gazı emisyonlarının artması, doğanın dengesini bozuyor ve iklim krizinin etkileri günden güne artıyor. Bunda sanayinin payı çok yüksek. Alıştığımız konvansiyonel iş yapış modellerinden, sürdürülebilir iş modeline geçmekle, bu geçişin adımlarını öğrenmek ve mevcut durumumuzu analiz etmekle ilgili fırsatlar mevcut.

Bunlardan bir tanesi Dünya Bankası’nın desteğiyle yürütülen, Tübitak 1831 Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı. Program KOBİ’leri yeşil dönüşümü anlaması, kendi etkilerini ölçmeleri ve bu etkileri olumlu yönde dönüştürmeleri için destek sağlıyor. Tübitak projelerin %90 bedelini karşılıyor ve bir KOBİ’nin üç kez proje yapmasına olanak sağlıyor.
Benzer desteklerin, bölgemiz fabrikaları, OSB’leri, hatta belediyeleri tarafından duyulmasını ve hızlıca harekete geçilmesini sağlayabilirsek, birkaç ay içinde bu çabaların karşılığını soluduğumuz hava yanında, mevzuat karşısında daha sağlam duran işletmelerimizin
olmasıyla da alabiliriz.

Erzin, Dörtyol, Payas, İskenderun, Belen ve Arsuz Belediye başkanlarına ithafen yazılan makalemi Devlet büyüklerimizin de dikkate almaları ve ayrıca bu konuyu yakından takip edecek, sağduyulu basınımızı da göreve davet ediyorum.

Bu makaleyi araştırmam ve yazmam konusunda uçtan uca beni destekleyen ve profesyonel görüşlerini paylaşan değerli Etkin Proje şirketinden Kemal Sidar ve Yeşil ARGE tarafında uzman olan Sevgi Yeliz Hacıhaliloğlu’na bölgemize gösterdikleri hassasiyetten ötürü çok teşekkür ederim.

SON HABERLER