CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur dün gece TBMM Genel Kurulu’nda Yargı Reformu Paketi’nin 31. Maddesi üzerinde söz olarak “Hatay Adalet Bekliyor” temalı bir konuşma yaptı.
Dün gece TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen yargı paketinin adaletin gerçek sorunlarını çözmekte uzak olduğunu söyleyen Güzelmansur “Neresinden bakarsanız bakın bu tekliften adalet çıkmıyor. Oysaki ülkemizde gerçek adalete susamış, adalet bekleyen milyonlar var” dedi.
“Adalet bekleyen vatandaşlarımız olduğu gibi adalet bekleyen şehirlerimiz de var” diyen Güzelmansur bu şehirlerin başında Hatay’ın geldiğini belirterek çiftçiden öğrenciye, sanayiciden öğrenciye, ihracatçıdan nakliyeciye kadar her kesimin sorunlarını tek tek dile getirdi.
Konuşması sık sık alkış alan Güzelmansur “Hatay adalet bekliyor çünkü Hatay’da 1 milyon 600 bin kişi yaşıyormuş gibi hesaplanıp ona göre Hatay Büyükşehir Belediyesine aktarılan kaynağın aslında, 500 bin Suriyeli ile birlikte 2,1 milyon kişinin bölüştüğü gerçeği göz ardı ediliyor” dedi.
HASTALAR, ÖĞRENCİLER, ESNAF ADALET BEKLİYOR
Güzelmansur konuşmasına şöyle devam etti: “Hatay’da hastalar adalet bekliyor çünkü vatandaşımız sağlık hizmeti almak için sıra beklerken, katılım payları öderken, Suriyelilerin sırasız, ücretsiz sağlık hizmetine ulaşabilmesini adil görmüyor. Defne, Payas, Belen ve Arsuz halkı adalet bekliyor. Bu kürsüden sürekli dile getirdiğimiz hastanesi olmayan bu ilçelerimizde insanlarımız sağlık hizmetlerine zamanında erişemediği için ölüyor.
Hatay’da öğrenciler adalet bekliyor çünkü Suriyelilerle karma yapılan eğitim sisteminde kalitenin düşmesinden muztaripler. Eğitime yeni başlayan çocuklar Suriyeli öğrencilerin Türkçe bilmemesinden dolayı geri kalıyorlar. Türkiye’nin diğer illerine göre eğitime 1-0 geride başlıyorlar. Bu durum üniversite hayatlarına kadar eğitim süreçlerinin olumsuz etkilenmesine neden oluyor.
Hataylı esnaf adalet bekliyor çünkü oda aidatı, sosyal güvenlik ödemesi, muhasebe tutma zorunluluğu bulunmadan işyeri açan Suriyeli esnafın karşısında yaratılan haksız rekabet ortamı nedeniyle iş yapamaz duruma geliyor.”
HATAY’A RİSKLİ BÖLGE MUAMELESİ HER KESİMİ MAĞDUR EDİYOR
Özellikle bankaların Hatay’ı riskli bölge statüsüne koymasıyla her kesimin mağdur olduğunu aktaran Güzelmansur şunları söyledi: “Hataylı yatırımcı, girişimci adalet bekliyor çünkü bankalar Hatay’a potansiyel riskli bölge gözüyle bakmasının tüm dezavantajlarını yaşıyorlar. Hatay’da bir şirketin kullandığı faiz oranıyla, İstanbul’da bir şirketin kullandığı faiz oranı bir değil. Çünkü Hatay’ı riskli bölge diye niteleyen bankalar faiz oranını yüksek tutuyorlar.
Hataylı işsiz gençler adalet bekliyor, çünkü hem 8 yıldır devam eden Suriye iç savaşı nedeniyle yatırım, istihdam olanaklarının durma noktasına gelmesinden, hem de ucuz iş gücü olarak görülen Suriyelilere istihdamda öncelik tanınmasından dolayı yıllardır çalışamıyor, evine ekmek götüremiyor.”
ÇİFTÇİ MAĞDUR, ADALET BEKLİYOR
Doğaya karşı yapılan planlamaların, sulama projelerinin tamamlanmamasının çiftçiyi perişan ettiğini söyleyen Güzelmansur konuşmasında şunları kaydetti: “Hataylı çiftçi adalet bekliyor, çünkü yanlış planlamalar, doğaya rağmen doğaya aykırı icraatlar nedeniyle her yıl aylarca su altında kalan ürünlerinin, topraklarının uğradığı kaybın telafisi için tek bir somut adım dahi atılmıyor. Pamuk üreticisi, yaş sebze-meyve üreticisi maliyetini dahi karşılayamıyor.
Narenciyenin 10 sene önceki fiyatla satılması nedeniyle, narenciye dalında çürüyor, Samandağlı, Defneli, Erzinli narenciye üreticisi adalet bekliyor… Yılan hikâyesine dönen barajlar yüzünden artezyen ile su çıkarmaya çalışan çiftçi hem elektrik hem su borcu ödüyor. Cazibeyle sulama yapmak istiyor. Hatay’da çiftçi borç batağında yaşamını sürdürmeye çalışıyor.”
İÇ PİYASADAKİ AFRİN ZEYTİNYAĞI ÜRETİCİYİ, KAPANAN KAPILAR NAKLİYECİYİ PERİŞAN EDİYOR
Hataylı zeytinyağı üreticilerinin ve nakliyecilerin sorunlarını da değinen CHP’li Güzelmansur “Hataylı zeytinyağı üreticisi de adalet bekliyor. Çünkü nasıl oluyorsa ihraç kaydıyla getireceğiz, yerli üreticiye zarar vermeyecek denilen Afrin zeytinyağları bugün iç piyasada dolaşıyor. Bunun sonucu olarak yerli yağın litresi 3-4 TL düştü, üretici maliyetine dahi satış yapamıyor. Alıcılar yerli zeytinyağı alımını durdurdu. Afrin zeytinyağının iç piyasaya sürülmesi nedeniyle her bir üreticinin zararı yüzbinlerce liraya yükseldi.
Hataylı nakliyeciler adalet bekliyor. Suriye savaşından önce özellikle Ortadoğu ülkelerine ihraç edilen ürünlerin % 97’sini Hataylı nakliyeciler taşırdı. Sınır kapısı kapatıldıktan sonra Gaziantepli halı ihracatçısı, Kayserili mobilya ihracatçısı deniz yolunu tercih etmeye başladı. Sınır kapılarının kapanmasıyla birlikte kapanan karayolu Hatay’da nakliyecilerin sonunu getirdi” dedi.
HATAY’IN POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK, YETER Kİ ADALETLİ DAVRANILSIN
Güzelmansur konuşmasını şu tespitlerle sonlandırdı: “Adalet mülkün temelidir şiarıyla hareket eden bir hükümet için Hatay’ın karşı karşıya olduğu eşitsizliği ortadan kaldırmak, Hatay’da adaleti sağlamak hiç de zor değil aslında. Çünkü Hatay turizm, gastronomi, sanayi, tarım, lojistik gibi önemli alanlarda Türkiye’nin en büyük potansiyeline sahip illerinden biridir. Yeter ki eşitsizlik yaratılmasın, yeter ki adaletsizlik yaratılmasın.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu bir kez daha selamlıyor, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüyle başlayan ve milyonların haykırışına dönüşen adalet isteminin bu topraklarda gerçek manasıyla ebediyen yerleşmesi umuduyla tüm vatandaşlarımıza saygılarımı sunuyorum.”