Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Dr. Hakan Gökpınar’ın Kalemi’nden, NAZİST-FAŞİST ERMENİLER’İN NAZİLERLE İTTİFAK PROTOKOLÜ

Bu haberin fotoğrafı yok

ERMENİLER’İN AZERBAYCAN VE TÜRKİYE’YE KARŞI NAZİ TERÖRÜ

EKİM 2020

-NAZİ BELEGELERİ IŞIĞINDA-

NAZİST ERMENİLER’İN NAZİ HİTLER’İN ORDUSU EMRİNDEKİ NAZİ/GAMALI HAÇ SEMBOLLÜ ERMENİ BAYRAĞI

Lozan’da Ermeniler’in Hayal Kırıklığı

Ermeniler, Sevr Barışını revize eden Lozan Barış Antlaşması’ndan da itilaf devletleri himayesinde bağımsız bir Ermenistan devleti kararı beklemişlerdir. Lozan Konferansında sadece 9 Ocak 1923’te hazırlanan bir raporla gündeme gelen Ermeniler’in bağımsız devlet talebi olumsuz sonuçlanmıştır.

Lozan Barış Antlaşması’nda

Ermeni Sözcüsü

AVETİS AHORANİAN

Avetis Aharonyan başkanlığındaki Ermeni Heyeti 2 Şubat’ta Lozan’ı terkederken konferansın katılımcı devletlerine verdikleri bildiride Türk ordusunun Filistin’de, Irak’ta İngilizler’in üzerine gitmesini ve Kafkasya’da Almanlar’ın Bakü petrollerine erişimini engelleyerek savaşın seyrini İngiltere lehine değiştirmek gibi haince hizmetlerin karşılığını alamadıklarını belirtmişlerdir. İngiliz emperyalizmine hizmet ederek bir anlamda Ermeniler’i sadık millet olarak onurlandırmış Türkler’e ihanetlerinin ve Almanlar’a karşı mücadelelerinin ödülünü alamadıklarını ve İnglizler’e hizmetin kendilerine çok pahalıya mal olduğunu belirtmişlerdir. Lozan Barışı’nın Doğu’da kalıcı olmayacağı tehdidinde bulunmuşlardır.

Ermeniler’in Alman Ari Irkı İddiaları: “Ermeniler Ari Irkı’ndandır-Ermeniler Nazi’dir”

Bu yolda, Türkler’in Sevr’i revize eden Lozan Barışı’nı araçsallaştırarak “Versay’ın zincirlerini kırmak” sloganıyla Versay’ı revize etmeyi vaad ederek 1933’te Almanya’da iktidara gelen Adolf Hitler’in Nasyonalsosyalist (=Nazi) Alman İşçi Partisi ile 1934’te iletişime geçen Ermeni Devrimci Federasyonu Taşnaksütyun, Nazi Almanyası ile ortak kültürel ve tarihsel bağlar kurmaya çalışmıştır. Ermeniler’in ari ırka mensup oldukları fikri Ermeni milliyetçisi ideolog ve

liderleri tarafından sıkça dillendirilmiştir. Nazi Partisi ideoloğu Alfred Rosenberg’in de teşvikiyle bu dönemde Alman Şarkiyat Enstitüsü’nün direktörlüğünü yapan Ermeni Artaşes Abagyan 1934’te beş aylık bir çalışma sonunda Hitler’e Ermeniler’in de Almanlar gibi saf ve üstün Ari ırktan geldiğini iddia eden bir rapor sunmuştur.

Nazi-Ermeni İttifak Görüşmeleri

1939’da başlayan II. Dünya Savaşı’nın 1940’ta Türkiye sınırına kadar dayanmasıyla birlikte Stalin ile bir ittifak antlaşmasının mevcudiyetine rağmen Hitler’in ,Rus coğrafyasını Alman Hayat Alanı olarak ele geçirmek üzere saldırı hazırlıklarını başlattığı ve “taraflı tarafsızlık” politikası güden Türkiye’nin Avrupa koluna bir saldırının da Alman Genelkurmayı’nda tartışıldığı 1940 yılı İlkbaharında Naziler ve Ermeniler arasında resmi görüşmeler yeniden başlamış ve sıkı bir siyasi ilişki kurulmuştur. Bir Nazi-Ermeni siyasi ve askeri ittifakı için ilk görüşme öncelikli olarak Türkiye’yi ve Suriye’yi hedef alan Mart 1940’ta gerçekleşmiştir. İkinci görüşme ise 27 Mayıs 1940’ta Bükreş’te gerçekleşmiştir.

Bu görüşmeye Nazi Almanyası adına Viyana’daki Yahudiler’in 1939-1940’taki tehcirinde aktif rol oynayan SS-Hücum Kıt’ası komutanı Friedrich Vollheim, Naziler’in Bükreş Büyükelçiliği görevlisi SS Kıt’a Yüzbaşısı Bohlschwing katılmışlardır.

Nazi Komutanı Otto von Bolschwing

Ermenileri temsilen ise Dro olarak adlandırılan, Birinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında Türkiye’ye karşı savaşan ve Müslüman halka yönelik katliyamlarıyla tanınan Ermeni General Drastmatat Kanajan, Ermenistan’ın ilk finans bakanı ve sonrasında Sosyal Güvenlik Bakanı olan ve 1920’de Erivan’ı

terkederek Romanya-Bükreş’e yerleşen Dr. SARKİS Araratian katılmış ve taraflar arasında kurallara uygun hukuki bir antlaşma üzerine pazarlık yapılmıştır.

Türk Katili, Ermeni General
Dr. Sargis Shahnazar Araratian
Nazi Logosu Ermeni
Terör Örgütü Taşnaksütyun Logosu

I. Dünya Savaşı döneminde İngiliz Emperyalizmi’nin uşaklığını yapan Ermeni ideologları, Türkiye’nin Bolşeviklerle askeri ittifakı ve sonrasında İngiliz Emperyalizmi’ne karşı zafer kazanmasından sonra İngiliz Emperyalizmi’nin oyuncakları Ermeniler’i yüzüstü bırakmaları nedeniyle Taşnaksütyun Partisi’nin Ermeni ideologları hedeflerine ulaşmak için bu defa da kendilerinin de Nazi Almanları gibi Germen “Ari” ırkından olduklarını beyan eden sözde akademik raporlar hazırlamışlar ve Nazi-Hitler Almanyası ile işbirliği için adeta yalvarmışlardır. Nazi Almanyası Dışişleri Bakanlığı’nın mutabakatında Taşnaksütyun, Hitler’in Türkiye’yi ve Bakü petrol kaynağına ulaşmak üzere Azerbaycan dahil Kafkasya’yı işgali halinde Alman İmparatorluğu’nun belirleyeceği bir zamanda Kürtler’i, Yezidileri ve AsurileriTürkiye’ye ve Alman İmp’nun diğer bütün düşmanlarına karşı harekete geçmek üzere hazırlamayı Suriye’nin Alman İmparatorluğu veya bir müttefiki tarafından işgal edilmesi halinde Türkiye’ye ve Alman imparatorluğu’nun diğer düşmanlarına karşı Ermeni askeri güçleri Kürt birliklerinin yönetilmesini ve desteklenmesinin organize edilmesini üstlenmiştir. Bu meyanda her iki taraf Araplarla Kürtler arasındaki bütün çatışma konularının ortadan kaldırılması için ortak çalışma yürütme konusunda uzlaşmışlardır. Sözleşmenin müteakip bir hükmünde de siyasal ve ayrılıkçı bir terminolojik yaklaşımla “Türk-Kürt çatışması konu edilmiştir. Ermeniler Kürtler’in hamisi rolüne soyunarak “Ermeni sorununun çözümü bağlamında Nazi Alman İmparatorluğu’ndan Kürtler’e her türlü politik ve diplomatik yardımı garantisini almışlardır. Kürtler’i sözde Türk zulmünden kurtarmayı amaçlayan Nazi-Ermeni ittifak protokolünde özgürlüğüne kavuşturulacak “Kürdistan”ın politik yapısının daha sonraki bir zamanda belirleneceği belirtilmiştir. Bununla birlikte Ermeniler, Nazi Almanyası’nın vereceği askeri ve siyasi destekle hem Türkiye Türklerine, hem Azerbaycan Türkleri’ne hem de Sovyetler Birliği’ne karşı Ermeni-Nazi İdeolojisini savunan Doğu Anadolu ve Kafkasya’yı ve bilhassa Karabağ, Bakü ve Gence dahil tüm Azerbaycan topraklarını kapsayan bir “Büyük Ermenistan” kurulmasına yardım taahhüdü almışlardır.

Buna karşın Alman imparatorluğunun “Ermeni sorununu siyasi ve diplomatik yollardan adaletli bir çerçevede çözmede Taşnaksütyun’un arzu ettiği ideal çözüm şekli, Sovyetler Birliği ve Türkiye’deki Ermeni bölgelerinin bağımsız bir devlet olmasıdır. Siyasi durumun buna izin vermemesi halinde Alman imparatorluğu Türk Ermenistanı bölgelerinde bağımsız bir Ermenistan oluşturulması için “bütün siyasi ve diplomatik olanaklarını sonuna kadar kullanacağını taahhüt etmiştir.

Mayıs 1940’taki bu mutabakatta Alman Nazi-SS-Kıt’a Hücum Komutanı Vollheim Ermeni General Dro başkanlığındaki Taşnaksütyun heyetine Nazi Almanyası’nın Ermeni cemiyeti ile devlet sözleşmesi imzalama niyetinde olduğunu kendini Alman İmparatorluğu Dışişleri Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş olarak Taşnaksütyun ile yazılı olarak kesinleştirilen anlaşma hususlarını Alman Dışişleri Bakanına Joachim von Ribbentrop’a onaylaması için sunacağını açıklamıştır.

Nazi Almanyası Dışişleri Bakanı
Joachim von Ribbentrop
Bu görüşmeyle ilgili bütün detaylar Hitler’in sadık yardımcısı ve SS- Birlikleri komutanı Heinrich Himmler’e de rapor edilmiştir.
Adolf Hitler’in Yardımcısı Heinrich Himmler
Heinrich Himmler’e Sunulan Nazi-Ermeni İttifak Görüşmeleri Nihai Raporu’dur.

Nazi ve Ermeni tarafları Mayıs ayındaki bu uzlaşmadan sonra Temmuz 1940’ta yeniden bir araya gelmişlerdir. Mart ve Mayıs ayında Bükreş’te kayda geçirilerek kesinleştirilen temel esaslar görüşmeleri yakından takip eden Alman Dışişleri Bakanı Ribbentrop tarafından prensip olarak onaylanmıştır.

ADOLF HİTLER


Bundan da önemlisi Führer’in [Hitler’in] bizzat Alman-Ermeni iş birliğini sözlü şekilde onayladığı bu vesileyle Temmuz 1940 tarihli bu oturumda Ermeni heyetine açıklanmıştır. Burada dikkat çeken, belli başlı nedenlerden ötürü yazılı bir sözleşmenin imzalanması için şu anda doğru zaman olmadığını, ancak sözlü antlaşmanın mevcudiyeti ve yürürlüğe girmiş olarak görülebileceği kendilerine [Ermeniler’e] bildirilmiştir. İçeriğine Taşnaksütyun’un Parti Programı’nda da açıkça yer verilen Hitler Almanyası’nın Ermenilerle uzlaştığı bu protokolü yazılı metin olarak imzalamamasının nedeni, Türkiye’den çok “Alman Hayat Alanı” olarak gördüğü Sovyet Rusya’ya öncelikli olarak saldırmak isteyen ve hazırlıklarını son hızla sürdüren Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerini kızıştırmak ve nihayetinde savaş haline sokmak için Ermeniler tarafından bir istismar aracı olarak kullanmasından şüphelenmesidir. Bu nedenle Adolf Hitler sözlü antlaşmanın mevcudiyetini ve yürürlüğe girmiş olarak görülebileceğini Ermeniler’e bildirmiştir. Ermeniler yayınladıkları Ermenice basılı gazetelerde soykırımcı Hitler’i “Ermeniler’in Kurtarıcısı” olarak yüceltmişlerdir.

Yahudi Soykırımcısı-Nazi Lideri Adolf Hitler’in Resmiyle Tam Sayfa Haber Yaparak Hitler’i Yücelten Ermeni Gazetesi

Adolf Hitler’in önderliğindeki Nazi Almanyası “saf ve üstün” Aryan-Alman ırkını simgeleyen Gamalı Haç ve Kartal’ı kullanırken, Almanlarla aynı Aryan ırkından olduğunu iddia eden Ermenistan “Taron Kartalı-Tseghakron” yani Türkler ve Müslümanlar kadar Yahudiler’i de düşman kabul eden Ermeni saf ve üstün ırkı yeniden canlandırma hayalini “Irk’ın Taşıyıcısı” kartallı sembolünü kullanmıştır. Bu ideolojinin fikir babası ise, I. Dünya Savaşı’nda Müslümanlar’a yaptığı katliyamlardan ötütü Ermeni ulusal kahramanı ilan edilen ve 1940- 1941’de Nazi Almayası ile antlaşmayı imzalayan, Ermeni Nazist General Drastmatat Kanajan’dır

“Üstün ve saf Ermeni Irk”ın sözde sembolü “Taron Kartalı (Tseghakron)”

Nazi Almanyası Barbarossa harekatı çerçevesinde, K. Kafkasya’da Ruslar’a karşı Ermeni gönüllü birliklerinden azami düzeyde yararlanmıştır. Kendini Nazi Almanyası gibi Nasyonalsosyalist ve yani Almanların da ataları olan ırkından olduklarını iddia eden ve Naziler’in saflarında Bolşevik Rusya’ya karşı savaşan Taşnaksütyun’a bağlı Ermeni çeteleri, 1944-1945 arası dönemde Hitler Almanyası’nın savaşı kaybedeceğini anlayınca yine taraf değiştirmişlerdir. Birer birer katlettikleri Ruslar gibi “Komünist” cemiyetler kurmuşlar, komünist olduklar

sığınmışlardır… Bütün bu gelişmeler, Ermeniler’in emellerine ulaşmak üzere her türden emperyalist, faşist, etnik ve bölücü aracı sonuna kadar kullanmaktan geri kalmadıklarını Türkiye ve Azerbaycan’ın terörizme karşı mücadelesindeki haklılığı Ermeni–Nazi belgeleriyle doğrulamaktadır.

Nazi Sembollü Ermeni Bayrağı

Nazi Ordusu’nda Nazist Ermeniler: Ermeni Bayrağı ve Nazi Sembollü Üniformalı Ermeniler

Resim’de de görüleceği üzere, Yahudiler’e soykırım uygulayan Hitler’in Nazi ordularında görev yapan Erbaş’ından Albayına kadar değişik rütbelerdeki Ermeni askerler , üniformalarında Ermeni bayrağı taşırlarken şapkalarında Nazi Almanyası’nın sembolü olan Gamalı Haç ve Kartal’ı taşımışlardır. Zaten kendilerini Yahudiler’den de üstün gören bu ırkçı Ermeniler, Adolf Hitler’e Yahudi soykırımında yardım etmişlerdir. Dolayısıyla, Ermeniler, Nazi Almanyası’nın

tarihi kara lekesi olan Yahudi Soykırımı’nın suç ortaklarıdır.

Kolunda Ermeni bayrağı ve şapkasında Nazi amblemi olan Nazi ordusunun hizmetkarı Ermeni subaya Nazi ordu komutanı tarafından madalya takılırken.

Yahudi Soykırımcısı Hitler’in Nazi Ordusu’nda Görevli Ermeni Subayı

Almanya Naziler’e Karşı Mücadele Verip Demokratikleşirken Ermenistan Nazi Vahşetini Devlet Politikası Olarak Sürdürmektedir

Günümüzde Türkiye’nin en değerli dostları arasında yer alan Almanya, bizzat kendi tarihindeki Nazi ideolojisi ve Naziler ile çok yönlü mücadele verip bağımsız devletlerin toprak bütünlüğüne ve yaşam haklarına azami düzeyde saygı gösterirken, her dönemde emperyalist

güçlerden medet uman Ermenistan ve Ermeni lobisi, Nazist Ermeni terörünü sürdürmektedir. Bunların en somut örnekleri, Ermeniler’in 1915 olaylarında işgalci emperyalist devletlerin safında yer alıp Osmanlı ordusunu sırtından vurmaları ve Müslüman köyleri basarak, ateşe vererek ve en vahşi yönetmelerle binlerce masum Müslüman’ı katletmeleri, 26 Şubat 1992’de Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı (Hoca Ali) kasabasında 106’sı kadın, 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türk’ü sivili, bir plan ve program çerçevesinde Ermeni-Nazi yöntemleriyle (örneğin, çocuklarının derileri canlı canlı yüzerek) hunharca katletmişler ve soykırım yapmışlardır.

Ermeni Devlet Terörü’nün 26 Şubat 1992’de hunharca katlettiği Azerbaycan Türk’ü bebekler

Güncel olarak 28 Eylül 2020’den bu yana, emperyalizmin uşaklığından Ermenistan’ın Azerbaycan Türkleri’ne yaptığı askeri ve siyasi saldırılardan da somut bir şekilde anlaşıldığı üzere genlerindeki Nazi politikalarından vazgeçmemektedir. Rusya’nın yaptığı resmi açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ateşkes antlaşmalarını bizzat kendisi ihlal eden Ermenistan uluslararası savaş hukukunu birçok kez çiğnemiş ve çiğnemeyi de sürdürmektedir. Ateşkes ilan edilmesine rağmen 17 Ekim 2020’de sivilleri hedef alan Ermeni ordusu, Azerbaycan’ın ikinci en büyük şehri Gence ve Mingeçevir şehirlerine füze saldırısı düzenlemiş ve sivil Azerbaycan Türkler’inden 12’sini katletmiş ve 40’ın üzerinde Türk’ü de yaralamıştır.

Tarihi belgeler ve güncel Ermeni vahşeti göstermektedir ki, Türkler’in egemenliği altında yüzyıllarca huzur içinde yaşamış olan Ermeniler, emperyalizmin hizmetkârlığını yapıp 20.

YY’ın başından itibaren Türkler’e ihanet etmesinden bu yana emperyalizmin ve faşizmin hizmetkârlığından kurtulamayan Ermenistan, bölge barışını olduğu kadar dünya barışını da tehdit eden bir Terör Devleti’dir. “Büyük Ermenistan” hayali kuran Ermenistan’ın amaçlarından bir tanesi de, bu stratejik petrol, doğal gaz ve uranyum yataklarının bulunduğu Kafkasya coğrafyasında çıkardığı huzursuzluklarla, Türkiye’nin Almanya ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ile siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerini bozmak ve diğer yandan da Türkiye’nin soydaşı ülkelerle coğrafi bağını koparmaktır. Ermeni ideologlar “Büyük Ermenistan” hayali uğruna, Azerbaycan topraklarını işgal etmekte ve Ermeni halkını da peşinden sürüklemektedir. Dolayısıyla Ermeni Hükümeti, Ermeni halkını ateş hattına atarak bizzat kendisi katletmektedir.

Kardeş Azerbaycan’a bütün olanaklarını seferber ederken Türkiye, diğer yandan Avrupa ülkelerine, yukarıda zikrettiğimiz Ermenistan’ın faşist politikalarını hatırlatıp Türkiye ve Azerbaycan’ın bu coğrafyada Ermeni terörüne asla izin vermeyeceğini tekrar vurgulamalı ve Avrupa ülkelerinin askeri güvenliğinin ve ekonomik çıkarlarının ancak ve ancak Türkiye ve Azerbaycan’ın egemenlik haklarının ihlal edilmemesi ve Türkiye ve Azerbaycan ile barışçıl ilişkileri sürdürmekle mümkün olduğunu tekrar hatırlatmalıdır. Nazi geçmişiyle yüzleşerek demokrasi ve insan hakları yolunda büyük yol kat etmiş olan ve ırkçılığa karşı mücadele vermeyi sürdüren Almanya, Ermenistan’a Nazi ideolojisinin ve vahşetinin Almanya’ya yarar sağlamayıp büyük zarar verdiğini anlatmalı, en değerli ekonomik partnerleri Türkiye ve Azerbaycan’ın uluslararası meşru haklarının savunulmasına, bölge ve dünya barışının korunmasına katkı sunmalıdır.

Ermeni örgütlerin Azerbaycan’da olduğu kadar Türkiye ve Rusya’da da 100 yılı aşkın bir terör geçmişleri vardır. Nazi ideolojisini ve vahşetini derin devlet ideolojisi ve pratiği olarak benimsemiş olan ve Türkiye-Azerbaycan Türklerine karşı Ermeni – Nazi devlet terörü uygulayan Ermenistan’ın da sonu nihayetinde, Nazi İmparatorluğu’nun sonuyla aynı olacak ve tarihin çöp bölümünde yeniden yerini alacaktır. Ermenistan bir Terör Devleti’dir. Nasıl ki, Adolf Hitler’in Nazi Almanyası (1939-1945) Yahudi Soykırımcısı ise, Nazi uygulamalarını sürdüren Ermenistan da Türk-Müslüman Soykırımcısı’dır!

Kardeş ve Mazlum Azerbaycan’ın bağımsızlık yıldönümünü kutluyor, şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye, devleti ve milletiyle tek yürek kardeş Azerbaycan’ın yanındadır. Hepimiz Azerbaycanız!

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
Dr. Öğretim Üyesi Hakan Gökpınar